Tebessüm (3)

Birinci bölümü okumadın mı? spoil yememek için tıklayın 1. bölüm 

Mert de öfkelenmişti, kapıyı çarpıp çıktı sınıftan. Koridorda millete çarpa çarpa okulun dışına attı kendini. Önce etrafı süzdü, sonra okul bahçesinin boş bir köşesine geçip oturdu.
Sadece düşünüyordu ;


-''neden kızdı ki şimdi bana ? acaba çok mu yüklendim ?,ben neden öfkelendim ki durduk yere?''
o bunları düşünürken; mert diye seslenen birini duydu, heyecanla kafasını kaldırdı fakat o değildi. Çocukluk arkadaşı Numan dı kendine doğru geliyordu. 
Kendi kendine;

-''nerden çıktı bu? insanı bir rahat bırakmıyorlar.''  

arkadaşı selam verip yanına oturdu;

-hayırdır kanka yalnızsın bu sabah ? kimse yok mu?
-varda ben gitmedim yanlarına.
-neden ?
-hiç canım istemedi, yalnız kalmak istedim.
-hmmm şey kanka, ben sana bir şey söyleyeceğim..
-(kafasını çevirip boş gözlerle bakara) söyle izin mi istiyorsun?
-yok kanka da nasıl desem bir kız var .
-(bir anda dikkat kesilerek) kim tanıyormuyum?
-evet ... şu yeni gelen kız var ya, senin geçen derste şakalaşıp tartıştığın işte o.

   Etraf kararır gibi oldu, mert iyice uzaklara gitti, biraz önceki düşündüğü ne varsa hepsini bir kenara itti, işler iyice karışmaya başlamıştı. Artık bir rakibi vardı. Arkadaşı her şeyde rakibi olduğu gibi sevdiğinde de rakibi olmuştu. Derin bir nefes alıp çocukluk arkadaşına baktı.

-eee bir şey söylemedin? ilk sana anlattım bunu, sen en iyi arkadaşımsın fikrini merak ediyorum..

    Ne diyecekti ki ,kendi kendine;

-bende seviyorum demeli miyim?
-o zaman dostluğumuz bitebilir.
-söylemezsem de  ilerde öğrenince daha kötü olacak.
  
Duvardan atlayıp arkasına bile bakmadan okula doğru giderken ;

-hayırlısı olsun dedi.

  Mert hayalet gibi girdi okula, gözü artık hiç bir şeyi görmüyordu. Bedeni okuldaydı ama ruhu başka diyarlara çoktan göç etmişti. Kafası önüne baka baka sessizce sınıfa girip sırasına oturdu, kafasını sıraya dayayıp kapşonunu kafasına geçirip gözlerini kapadı.


Bu sırada Numan sınıfa girdi, gözleriyle sınıfı taradı Mert'i görünce dikkatlice ona baktı. Numan'ın bakışını fark eden Tuğçe, Numan'a hayırdır der gibi bir bakış attı. Numan da eliyle bilmiyorum dedi.Tuğçe Mert'in kapı komşusuydu kardeşten öte bir bağ vardı aralarında Tuğçe yerinden kalkıp Mert'in yanına oturdu kafasını yüzüne çevirip sıraya koydu, uzun uzun mertle bakıştılar. Tuğçe Mert'in gözlerindeki karanlığa odaklanmış o karanlıkta Mert'i arıyordu, bu çok sürmedi Mert Tuğçeyi fark etti Tuğçe hafifçe tebessüm edip;

-neyin var? ( Mert boş boş bakıyordu) 
-Ben senin ablanım unuttun mu? çabuk söyle yoksa kulağını çekerim!  Mert gülümsedi  fakat yine cevap vermedi. Kafasını diğer tarafa çevirdi ve göz göze geldiler ikisi de hüzün dolu bakıyordu, sabah Mert'i üzdüğünü anladı bir şey söyleyecekmiş gibi oldu, Mert kafasını tekrar Tuğçeye çevirip gözlerini kapadı Tuğçe şaşırmıştı Mert neden böyle bir şey yaptı derken göz göze geldiler bir Mert'e baktı bir ona baktı olayı anlamıştı Mert'e bakarak;
-oovv şimdi annemi arıyorum sonra senin anneni; bu gece sizdeyim belki yatıya kalabilirim, yarın cumartesi.
-(Mert kafasını kaldırdı dikkatlice bakıyordu) anlamadım mı sanıyorsun olay büyük ve benim bundan haberim yok akşam hesabını vereceksin.
  Mert bir şey diyemedi, gelme dese bile inadını biliyordu gelirdi. Akşam olacakları da az buçuk tahmin ediyordu, her şeyi zorla da olsa anlattıracaktı. Bu yüzden akşam olmasını istemiyordu. Tuğçe'ye dönüp;

- tamam ama beni biraz yalnız bırak toparlanmalıyım. 
-tamam ben yerime geçiyorum. 

Mert aradığı huzuru bulmuştu, tekrar karanlığına döndü. Artık hiçbir şeyi duymuyordu. Öğretmende gelince sınıftakiler Mert'i unutmuştu, iki kız hariç; biri donmuş gibi hüzünlü bir şekilde Mert'e bakarken diğeri Tuğçe ise farkettirmeden ara ara ikisine de bakıp duruyordu.

Son ders öğretmen ''Mert'' diye seslendi fakat cevap gelmedi, öğretmen bir kaç kez tekrar etti fakat yine cevap vermedi, sinirle;
-ne yapıyor bu uyuya mı kaldı derste?
-(Tuğçe araya girerek) hocam çok kötü bir gün geçirdi bu derslik ona bir şey demeseniz?
-ne oldu?
-bizde bilmiyoruz bugün varlığı ile yokluğu belli değildi bizimle de konuşmadı. 
-sen komşusuydun değil mi? 
-evet hocam
-ailesine haber et pazartesi velisi gelsin, bu böyle olmaz alışırsa bütün dersleri kötüye gider hemde derdini öğreniriz.
-tamam hocam 

zil çalmış ve herkes okulu terk etmeye başlamıştı fakat Mert hala oturuyordu sırasında Tuğçe omuzuna dokunarak kendisine getirdi ve içten bir gülümseme ile;

-bu beye eve kadar eşlik edebilir miyim?

Mert aynı içtenlikle gülerek ayağa kalktı ve kolunu hafifçe açtı Tuğçe koluna girip;

-hadi gidelim küçük bey.
Mert kafasını eğip hafif gülerek Tuğçe'nin kısa boyuna baktı.

-ne gülüyorsun boyum kısa olabilir ama ay farkı ile senden büyüğüm, senin ablanım şimdi direk eve gidiyoruz ve sen bana o şanssız kızla arandaki olanları anlatıyorsun. Aklımda bir sürü soru var, sen hepsini tek tek cevaplayacaksın.
-hay hay patron 
-ooo kız deyince nasılda konuşmaya başladın.
-istersen tekrar susayım.
-sakın ha şimdi tekrar susupta beni uğraştırma biliyorsun inadım inat. Onun için kuzu kuzu benimle gel ve olanları anlat. 
-bilmem mi aşağı mahalledeki çocuğu zorla kendine aşık etmiştin, çocuk senden kurtulamamış yakasınndan düşmek için seviyorum deyip sonrada okulunu başka şehre aldırmıştı.
-hııı o beni seviyordu bir kere  ama söyleyemiyordu bende yardım ettim.
-sen nerden biliyordun sevdiğini.
-(gülerek) sus biliyordum işte biz kızlar anlarız hem konuyu değiştirme kurtulamazsın benden 
-oda anlamış mıdır?
-ne yani siz çıkmıyor musunuz ? oğlum öldüreceğim seni, böyle konuşup beni iyice merakta bırakıyorsun.
-tamam kapadım konuyu.
-peki derste niye sana öyle bakıyordu?
-derste bana mı bakıyordu?
-evet böyle hüzünlü hüzünlü dokunsan ağlayacak gibiydi.
-bilmem sabah tartıştık ama ondan olduğunu sanmam.
-sabah tartıştınız mı? ne zaman ? ben neredeydim o ara?
-hani kapatmıştık. 
- ya ben iyice meraklandım hadi gel eve kadar yarışalım çocukluğumuzdaki gibi.
-(gülerek) çocukluğumuzdaki gibi mi yoksa iyice meraklandığın için mi?
-pislik ben öle biri miyim?
-evet.
-evet merak ediyorum ama sende gıcıksın, hadi ya bari hızlı gidelim daha ben eve uğrayıp kıyafet alacağım sonra pofuduğu alacağım.
-hala o ayıylamı uyuyorsun. 
-evet nasıl bu ayıyla arkadaşsam o ayıyla da arkadaşım ikisi de annenin eseri onu güzel yapmış yumuşacık ve güzel fakat sen?
-nolmuş bana ?
-daha hala pürüzler var tam yontamamış, seni alan kız yandı senin gibi bir ayıyla işi zor.
-(kızar gibi yaparak) sen merak ediyordun demi anlatmıyorum hatta arkadaşta kalmaya gidiyorum.
-gidemezsin aklımda o kadar soru var uyuyamam.
-bak nasıl gidiyorum hadi ben kaçar 
-(kolundan tutarak) tamam tamam özür dilerim sen çok iyi bir ayısın, hadi barışalım. 
-bilemiyorum hala ayı diyorsun.
-kızdırma beni sevildiğini bil, gider annenle o kıza her şeyi anlatırım. Şimdi geliyor musun?
-tamam sen kazandın geliyorum.
- (tekrar koluma girip gülerek) ha şöyle yola gel ayı.

ikisi de gülerek sokaklarına girdiler, çok geçmeden apartmana girip evlerine geçtiler. Tuğçe kıyafetlerini değiştirip pofuduğu da alıp Mertlere geçti eve geldiğinde kapıyı Mert'in annesi açtı;
-hayırlı akşamlar Nalan teyze mert size mi kapıyı açtırıyor. 
-hayırlı aksamlar kızım yok ben Metin amcanızla bir akrabayı ziyarete gideceğim, Mert odanı ayarlıyor yemek hazır çok geç kalmayız, acil bir şey olursa annenin haberi var zaten kontrole de gelecek bu arada bizimkinin neyi var?
-korktuğunuz gibi değil, okulda ufak bir tartışma oldu o iyi.
- iyi desende iyi değil gibi. Onunla biraz konuş senin sözünü dinler.
-tamam nalan teyze 
-hadi görüşürüz kızım, ben metin amcanı daha fazla bekletmeyeyim. 
-görüşürüz.

Tuğçe kapıyı kapatıp salona geçti fakat salonda kimse yoktu, eşyalarını salona bırakıp misafir odasının kapısının önüne geldi. Mert içeride Tuğçe'nin yatağını düzeltiyordu Tuğçe memnun bir ifadeyle;

-aferim bizim ayıya hizmet etmesini biliyor.

sonra aklına bir fikir gelmiş gibi mutfağa koştu dolabı açtı biraz bıkındıktan sonra aradığını buldu kavanozla balı alıp arkasına saklayıp misafir odasına gitti ;

-küçük bey ben geldim hazır mısın sorguya?
-hoş geldin bekle yatağını düzenleyeyim, yemek yiyelim gece uzun konuşuruz. 
-aferin bu hizmetinden dolayı sana bir hediye getirdim 
-(mert arkasını dönüp ) Nermin teyzem en sevdiğim böreği yaptı demi.
-yok yapmadı ama ben sana başka sevdiğin bir şeyi getirdim .
-ne getirdin ?
-(Tuğçe arkasına sakladığı kavanozu çıkararak) bal ayıların en sevdiği yiyecek hadi gene iyisin.
-(Mert düzenlediği yatağı bir anda bozup ) sen serersin yatağını hadi yemeğe geçelim ben açıktım.

Tuğçe gülerek mert'in arkasından mutfağa geçti karşılıklı oturarak yemek yemeye başladılar Tuğçe sabırsızca;

-hadi anlat daha fazla merakta bırakma beni
-neyi anlatayım
-nasıl oldu
-ne nasıl oldu
-Mert kızıyorum en başından anlat
- o tartıştığımız gün okul duvarının orda duruyordum yanıma geldi gülümseyerek yada bana öle geldi işte eve gideceğini filan anlattı
-eeee
-anlatıyorum işte neyse sonra yine tebessüm etti ben öyle bir gülümseme görmedim gözlerinin içi gülüyordu arkasını döndü ve gitti köşeyi dönene kadar bakakaldım köşeyi döndü uçuyor gibiydim vicudum bir hoş oldu tabi derste filan bakışmalar oldu bir bakmışım gece onu düşünüyorum hepsi bu.
-hepsi bu mu? kafayımı yedin kız seni bir bakışa tavladı mı yani ?
-çok güzel bakıyor ama.
-ulan ben aşşağı mahalledeki çocuğa o kadar bakıp güldüm o niye aşık olmadı?
-öküzün trene baktığı gibi bakarsan olmaz kadın dediğin kendini bilmeli ağır başlı olmalı gülmesini konuşmasını bilmeli...
-ha ben bilmiyorum bunları öylemi ?
-öyle bir şey demedim
-anladım ben anlayacağımı
-bu trip ne şimdi
-bu trip ne mi az önce ne ima ettiğinin farkında mısın
-ya sana demedim valla bak özür dilerim üzmek istemedim seni
-inanayım mı?
-inan ablacık hem sabahtan beri sorguya çekeceğim deyip durdun bu kadarcık mıydı?
-konuşuyoruz yavaş yavaş eee bugün niye moralin bozuktu, kız red mi etti seni çünkü oda kötüydü bir şey saklamıyorsun demi.
-yok sabah koşarak gelmişti laf attım, oda sinirliymiş tersledi. Biraz zoruma gitti bende sinirlendim dışarıya çıktım hava almaya derken Numan geldi.
-eee
-dedi kanka bir şey diyeceğim, söyle dedim, bir kız var dedi.
-eeeeee
-kim dedim, şu yeni gelen senin tartıştığın kız ded,i fikrimi sordu, birde en yakın dostum olduğun için ilk sana söyledim dedi.
-oğlum bune şimdi de kız da mı rekabete girdiniz. Sen ne dedin bende seviyorum demişsindir inşallah.
-diyemedim, rekabette olsa arkadaşım dedim. hayırlısı olsun deyip sınıfa geldim. 
-ondan sana bakıyordu. Sende akşama kadar ne yapacağını düşündün öylemi.
-evet.
-galiba sende benim gibisin.
-nasıl yani.
-başkasının işine gelince aklın çalışıyor fakat kendi işine gelince saksı hiç çalışmıyor.
-aynen öyle.
-ne yapacaksın ben sana söyleyeyim önce gidip Numan' bende seviyorum diyeceksin en yakın arkadaşın anlayışla karşılayacaktır sonuçta ya kız birinizi seçecek yada ikinizi de seçmeyecek ki seni seçecek eminim sonra gidip kızla konuşacaksın.
-kızla ne konuşacağım?
-kız sabah olanlardan dolayı kendini suçlu hissediyor belli onunla konuş ki öyle olmadığını bilsin aranızdaki samimiyet artınca da teklif edersin hem ben de sana yardım edeceğim en iyi kankam olacak o kız.
-sen bir tanesin .
-şımartılmaya da hiç alışık değilim.
-sen ablaların bir tanesisin senden başka yok teksin sen 
-abartma aynı yaştayız şimdi bana kahve yap
-ben ne bileyim kahve yapmasını.
-sıcak suya 3ü 1 arada dökmesini demi ben öğreteyim.
-ben türk kahvesi sandim fal filan bakacan diye
-sen iyice kadın olmaya başladın, erkek dediğin; sert, dediğim dedik ,centilmen,kadın işine karışmayan ama eve gelince kimse yokken eşinin yanında kılıbık olur.
-laf sokma sırası sende demi.
-kapı çalıyor sizinkiler geldi saat kaç oldu bu arada.
-12 ye çeyrek var.
-geç olmuş hadi iyi geceler. metin amca nalan teyze iyi geceler etrafı temizledik her şey yerli yerinde rahatça uyku çekebilirsiniz.
-ayy kızım niye yordun kendini ben hallederdim neyse canım çok sağol sana da iyi geceler .
-(metin) soğol kızım iyi geceler.
-sağolun mert balını yemeyi unutma.
-(nalan) mert oğlum ne balı.
-bal iyi geliyormuş anne strese Tuğçe benim için araştırmış.
-ayy çok iyi kız görüyorsun demi metin kardeş gibiler. 
-(mert) ya ne demezsin hadi bende uyuyorum iyi geceler.
........................................



4. bölüm için tıklayın 

Yorumlar

  1. Ve alkışlar Sami için 👏👏👏 Bekliyorum diye boşuna demedim di mi? O değil de sonra noolcak devamı ne zaman??? Üfff uyumada yaz be Sami.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) geciktirdim biraz kusuruma bakma devamı da akşama inşallah dün yetiştiremedim en azından ara uzamasın diye bunu paylaşayım dedim

      Sil
  2. İnanmayacaksın belki ama gece yayınlarsın devamını diye 4'e kadar bekledim. Şimdi de işteyim. Umarım akşam erken yayınlarsında sızmadan önce okumuş olurum. Buarada diyaloglar baya iyi ben çok beğendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hadi ya bilerek sadece kendi duvarımda açıklama yaparak paylaştım ki fazla gören olmasın göreninde devamını yetişmediğini anlasın diye ozaman ben birazdan başlayayım devamına akşam için sana yetiştireyim :) beğenmene çok sevindim :) ilk uzun yazımdı korkuyordum ama diğer arkadaşlarda çok beğendi korktuğum gibi olmadı :)

      Sil
  3. Süper olur :) Peki bitince noolcak ayyy en sinir olduğumda bu yani. Hem merak ederim, hem bitmesin isterim. / Güzel yazdığını söylemiştim. Ben şaşırmadım beğenmelerine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında bende bilmiyorum doğaçlama yazıyorum o tuğçe karakteri dün gece bir anda ortaya çıktı o anki kafa yapıma göre değişiyor tek bildiğim aralarında aşk yaşanacağı:)

      Sil
  4. İlk üç bölümü okudum, çok güzel gerçekten. Devamını da okuyacağım inşallah. Dostluk ne güzel şey. Mert'e üzüldüm böyle bir durumda kalmak istemezdim. Ama hayat işte ne olacağı belli olmaz. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırıp okumanıza çok sevindim :) keşke final yapabilseydim birkaç sorundan dolayı yarım kaldı inş en kısa sürede final yapacağım... Mert'e gelince dediğiniz gibi ne olacağı belli olmaz çok teşekkür ederim yorumun için :)

      Sil

Yorum Gönder