Ağlasam ayıp olur mu ?
Bilirim hiç bir göz yaşı gideni getirmez. İçim acıyor, kalbim; içten yanmalı bir motor misali çarptikça; paramparça oluyor kan taneleri, her nefes verişimde; yıllar sonra ilk kez yanan kalorifer sobası gibi siyah dumanlar atıyorum, damarlarimda gezen kan geçtiği yerleri yakıyor ; ceviz ağacının ateşte çıtırdaması gibi çıtırdiyor tüm damarlar, tüm vicudum isyan etmiş hepsi beyne yürüyor darbe yapmak için. Beyinse çekilmiş cilehaneye yaptığı aptallığı düşünüyor. Aklımda bir soru dolaşıyor bir
aptalın ağlamaya hakkı var mi ?
Yarım kalmış bir yazım. Haftalar önce yazılmış fakat o anın acısıyla tamamlanamamiş. Bunun gibi nice yazılar silindi telefonumda kimisinde mutluluk kimisinde ise acı var... Uygulamanin sekmesinde açık kalmış haftalarca silinmeden durabildiğine göre paylaşılmayı hakediyor diye düşündüm ... Sonunada bir hikayecik ekleyeyim :)
Kocasıyla yürüyüşe cıkmışlardı. Balayının son günlerini kocasının ailesi ile geçirmek için köye gelmişlerdi. Kocasına sarılmış, gözlerini kapmış güzel havanın tadını çıkararak yürüyorlardı. Derken;
- nere gidiyorsunuz çocuklar ?
Gözlerini açtı, ses komşu kadından geliyordu. Eşi;
- yürüyüşe çıkmıştık yeter yenge.
Kadın gülümseyerek yaklaştı.
- tatil kızımada yaramış güzelliğine güzellik katmış.
Yüzleri kızarmıştı tesekkur etti .
- bak senin ki gezdiriyor bizim ki yürüyüşü bırak pazara bile tek yolluyor oglumuzun kıymetini bil.
Deyip güldü. Biraz daha süren konuşmayı bitirip yola devam ettiler.
Tekrar gözlerini kapayıp sarıldı fakat aklına takılmıştı; yeter yenge nasıl sevebiliyordu kocasını ?
Bütün yük üstündeydi fakat o hala sevgile bakıyordu kocasına. Sonra aklına kendisi geldi ben olsam sevebilir miydim? dedi. Ve aklına dünkü olay geldi bir ekmek yüzünden kıyamet koparmış, sabahlara kadar trip atmıştı. Halbuki suçluydu ve buna rağmen eşi; "bugün cok yoruluyorsun az yürüyelim iyi gelir demiş", dışarı çıkarmıştı. Utandı kendinden ben hergün yatarken o dertlerle boğuşuyor, üstüne birde beni mutlu etmeye çalışıyor diye düşündü. Gözlerini açıp eşinin sert yüz hatlarına sevgiyle bakmaya başladı. Uzun bir bakışın ardından eşinin yüzü aşagıya kaydı ve eşinin kendisine gülen gözlerle baktiğinı gördü. Derince baktı gözlerine , o gözlerde aşkı gördü, tüm gücüyle sıkarak sarıldı; hiç bırakmamak ister gibi...
Çok duyguluydu. Sami, özlettirmiştin yazılarını. Sevinçle koştum. Nefis bir yazı okudum. Daha ne diyebilirim ki? Başarılar kardeşim. Ne olur yazmayı bırakma. Sağlıcakla kal :)
YanıtlaSilÇok sagol ece ablam senin bu güzel desteklerin güzel yorumlarin beni çok mutlu ediyor :) yazı yazmayı istesekte bırakamayız öle değil mi abla sen daha iyi bilirsin yazdıkça içimize işliyor artık bırakamıyoruz yemek yemek, su içmek gibi bir ihtiyaç oluyor :) sende saglicakla kal abla :)
Sil