Ömürlerinin son zamanlarıydı dedem ile babaannem karşılıklı sandelyelerde oturmuş birbirine bakıyorlardı. Yanlarına
yaklaştım dedem iyiydi fakat babaannemin artık hafızası silinmeye başlamıştı, dedem bana bakıp bir birimize bir of bile demedik dedi tekrar dönüp bakmaya devam etti, aradan biraz sonra babaannem bagırdı; "seni hökümete şikayet etcem! çarşıda olduğunu bilmiyom mu cahil mi belledin ". Ardından dedemden kırıcı olmayan hakaretler... Kırıcı olmayan hakaret dediğim şiveyle karışık söylenen hani kırmak istemezsiniz ama kırıldığınızı hem göstermek hemde güçlüyum hala demek istersiniz ya öle bişey diyelim . Çocukluğum bu kavgalarla geçmişti. Ortada bir sevgi vardı derinlerde çok saf bunu görebiliyordum fakat dışa kavga olarak yansıyordu sebebi utanma mı edeb midir bilmem. Eskiler gizliden derin severdi herkesin değil onun bilmesi yeterdi. Nasıl bu yaşta bu kadar emin konuşabiliyorum diye merak edersen çocukluğum kadın grupları, dedem ve arkadaşlarıyla geçti ordan biliyorum.
Belki bizde böyle oluruz demiştim. Hani vardır ya bazı insanların kaderleri büyükleri ile aynı olur , öyle birşeydir demiştim yoksa bu kadar zıtlaşmanın kavganın sonunda bir araya gelebilmenin başka açıklaması olamazdı. Böyle düşünürken aklıma olmayabileceği ihtimalide geliyodu çünkü onlar o kadar kavga içine 11 çocuk ölenlerle 14 çocuk ve kocaman bir yaşam sığdırmışlar biz bunu başaramazdık, bizim fırtınaların dinmesi ayları alıyordu yada nasıl dindireceğimizi bilmiyorduk. Veda vakti geldi sanırım çünkü senin içinde dinmek bilmeyen bir fırtına var ne zaman elimi atsam yardım için daha da siddetleniyor, ne kadar uzaklaşırsam o kadar diniyor. O fırtına tamamen dinmeyecek bilirim ama baş edebileceğin kadar dindirebilirim. Toplan dedim ya şimdi etrafa saçılıp üzerleri birşeylerle kapanmış ne kadar güzel şey varsa ortaya çıkar, bak mesela konuşmaya başladığımız zamanlardı Malatyaya gidiyordum, galiba ara tatildi. O gece seninle uzun uzun konuşmuştuk. Tanıştıktan sonrası ilk ara tatilimdi. O geceyi unutmam. Ben o geceye kadar telefona o kadar uzun tebessüm etmemiştim. Sonra bak şurdanda bişey cıktı gördüğüm en güçlü bayanlardansın bu kadar güçlü olman yaşamından mı yoksa Aptallığından mı çözemedim kocaman bir Aptalsın! Burnun ucunu göremeyecek kadar da kör . Ağır mı oldu bilemem ama şunu bil o söylediklerimi ikimizin durumundan dolayı değil başka bişeyle ilgili bu. Daha önce anlatmaya çalıştım ama gözlerinin buğusundan göremedin geç olmadan gör onu.
Söylemek istediğim o kadar güzel şey varki içimde dolup taşıyorlar. Bazen durduk yere söyle hepsini içinde biriktirdiğin onca güzelliği ver ona diyorum. Sonra benimle konuşmaya bile tenezzül etmeyişin aklıma geliyor benim boynum bükük o güzelliklerin ki bükük olmasın diyor dolaba kıyafet basar gibi basıyorum içime.
Senin yanında hep cahil kaldım ben senin yanımda bilgili oluşunu seviyordum bezende idrak edemezdim hatta cogu zaman idrak edemezdim. İçimde idrak edemediğim son birşey kaldı meyve kurdu gibi kemirip duruyor şey diyor "NEDEN "...
Yorumlar
Yorum Gönder