Beyaz Kelebek 2

 


   Mezarlıktan çıktıktan sonra babasının elini bırakıp hoplayıp zıplamaya başladı, neşe ile babasının bir sağına bir soluna koşuyor adam da kızına tebessüm ediyordu. Bu yürüyüş onlara çok iyi gelmiş kafalarının dağılmasını sağlmıştı. Adam yavaş yavaş

sessizliğine büründü, yürüyüşü yavaşladı, derken gözlerini bir noktaya dikip daldı. Bu sırada küçük kız ise babasının aksine neşeyle daha da hızlanıp yavaşça gözden kaybolmaya başladı. Bu olay bir süre devam etti derken adam kulağının arkasında bir nefes hissetmesiyle irkilip kendi geldi. Şaşkınlıkla etrafına baktığında kızının yanında olmadığını görüp telaşla etrafa bakmaya başladı ama küçük kız görünürde yoktu. Telaşı korkuya dönüştü ne yapacağını bilemiyordu bir kaç kez seslendi ama ses yoktu. Bu sessizlik daha da çok korkutmaya başlamış sinirle kendine vurmaya başlamıştı, derken öfkesi bir anda dindi  " sakin olmalıyım" deyip etrafı bir kez daha süzdü, etrafta yol ayrımının olmadığını görünce hızla yoluna devam etti. Adımlari gittikçe hızlanmaya başladı, bir süre sonra hem koşup hem de bağırmaya başladı bir süre daha koştuktan sonra  ileride köprü başında bir karartı gördü uzun süre koşmasından dolayı nefes nefese kalmıs ilerdeki karartıyı seçemez durumdaydı, koşarak oraya dogru hareket etti. Karartıya yaklaştıkça kızının bir taşın üstüne oturmuş ırmagı izlediğini gördü . Kızına yaklaştıgından kız babasını farkedip sitemkâr bir sekilde: 

-Nerde kaldın ağaç oldum burda ağaç.

- sus bakim anası kılıklı! Bir daha yanımdan uzaklaşmak yok çok korkuttun beni ( adam eğilip sıkıca sarıldı) 


- ( küçük kız babasinin iki yanağını sıkarak) Benim çekum çok mu korkmuş!

-( adam hafif tebessüm birazda garipser bir ifadeyle kizına bakıp) annenin lafını nerden duydun?

- sandığında sakladığın kücük hafıza kartı varya 

-eee 

- işte ondan şekerim( deyip göz kirptı) 

- ( adam telaşla ) başka birsey gordün mü başka ne biliyorsun?

- başka birşey bilmiyorum sadece bu.

- inanayım mı? 

- ya dinleyemedim ki tam dinlerken sen geldin sonrada apar topar buraya getirdin.

- peki tamam 

- şeyyy bana kızdın mı?

- kızmadim ama bir daha benden habersiz gizli eşyalarima dokunmak yok.

- ( birden neşesi yerine gelen küçük kız ) Ben biliyordum zaten büyük çeku küçük çekuya hiç kızmazki.

- yürü eşek sıpası.


Baba kız köprüyü geçip şehir merkezine doğru yola koyuldular. Merkeze yaklaştikça etraftaki evlerin sayısı artıyor yol gittikçe dikleşiyordu . Yokuşun zirvesine ulaştıklarında sehir merkezi karşılarındaydı, dağlarında arasında kalmış ortasından dere akan yeşilliklerin içinde küçük bir kasabaydı burası. Küçük kiz babasina dönerek: 

- küçük çekuu çoook acıktııı.

-( adam gülerek ) daha yeni yemiştik kelebeğim.

- ama açıktım napiiimm.

- anası kılıklı yiyip yiyip doymuyor. Tamam ilk gördüğümüz yerde birşeyler yeriz olur mu? 

- çeku babam benim gel öpücem 

- kızım dur .

-( küçük kız babasın önünde zıplayarak) öpücem öpücem öpüceeeem.

 

Sonra öpüp neşeyle elini tuttu. Sehir merkezine geldiklerinde adam şöyle bir etrafa baktı, yemek yiyebilecekleri bir yer arıyordu derken gözüne bir dükkan takıldı tabelada uçhum fırın ve kahvaltı salonu yaziyordu  kızına dönüp:

- hadi şurada birseyler yiyelim.


Dükkana girip bir masaya oturdular adam masadaki menüye göz gezdirten sonra yanına yaklaşan garsona birseyler söyledi , garson onaylayip mutfağa geçti derken masaya kahvaltıliklar bir bir inmeye başladı. Masa doldukca kücük kızın gözleri büyüyordu. Sonra fırından dumanı üstünde pideler geldi ve en son garson elinde bir tavayla masaya yaklaşlamaya başladı. Kücük kız;

- işte en sevdiğim geliyor sucuklu yumurtammm( dedi neseyle)

Garson tavayı masanın ortasına bıraktıgında kücük kızın gülen yüzü birden soldu garip garip tavaya bakmaya başladı, sonra eline çatalını alıp tavaya soktu ardından yüzünü ekşiterek;

- bu ne be yemem ben bunu.

- (adam bir anda kahkaha atarak) kızım günah böyle mi ögrettim sana ? Hem tadı çok güzel onun.

- sen hiç yedin mi?

- evet bir kez yemiştim. kolyeyi yollayan ablan yapmıştı. Onunda en sevdiği şeydir bu.

- banane kelebek ablam sevebilir ama ben sevmedim.

- daha tadına bakmadın ki.

- olsun sevmedim ben. 

- gel seninle bir anlaşma yapalım .

- ne anlaşması?

- küçük bir parça tadına bakarsan yemekten sonra sana dondurma alırım. Ne diyorsun?

- Bak anlaşmayı bozmak yok.

- yok . Çeku baba sözü.


Kücük kız çatalının ucuyla küçücük bir parça aldı agzında çevirip yuttu. Babası ciddi bir şekilde ufaklığı izliyordu. Ufaklık babasına dönüp 

- oldu mu alcan mı?

- ( gülümseyerek) tamam oldu.


Adam ekmeğinden bir parca alıp tava uzanıyorduki küçük kız kolundan tutup kenarı çekti sonra kendi önünde boşluk açarak tavayı önüne alıp başladı istahla yemeye :

- kelebek ablamda ağzının tadını biliyormuş , ceku baba biz bu dondurma anlaşmasını degiştirsek olur mu?

- olurda ne istiyorsun ?

- ( gülerek) bir tava daha bundan .

- önündekini bitir önce .

- unuttun mu ben anası kılıklıyım hepsini yerim. 5 tava yok 10 tava getir onları da yerim. Baba bunun adı ne ? 

- Bunun adı muhlama .

- muhlama ben seni çok sevdim beni hic birakma olur mu ? hep midemde kal .


Adam gülerek kızını izliyordu. Kız iştahla tüm tavayı yedi.


- ikinci tavayı istiyor musun? 

- büyük ceku evde her gün yapacağına söz verirse istemiyorum.

- bakarız. 

- o zaman istiyorum. Hepsini yiyecem kaç tane muhlama varsa .

- (gülerek) ama hepsine paramız yetmez.

- o zaman söz ver.

( Adam kızının gözüne bakarak tebessüm etti) 

Küçük kız masumca bir bakış atarak 

- öpim mi ?

Adam başını eğdi parmağıyla yüzünü göstererek kızına baktı

Küçük kız babasının gösterdigi yeri öpüp masadan kalktılar.

Yorumlar