-çeku baba ?
-efendim kelebeğim.
-şimdi nereye gideceğiz?
-şu ileriki bakkaldan dondurmalarımızı alıp yaylaya çıkacağız.
-(dondurma kelimesini duyan kücük kız içten bir tebessümle bakıp) ben dondurma istemem.
-neden ama sen dondurmaları cok seversin .
- evet severim ama sen bana dondurma alırsan muhlama yapmazsın.
- ( adam duraksayıp kızına döndü. Onun önünde diz çöküp gülerek) Benim minik kelebeğim çok mu sevdi muhlamayı? Çeku babası yemek yerken ona söz verdi istediği hergün ona muhlama yapacak. Oldu mu şimdi dondurma alabilir miyiz?
Küçük kız babasını öpüp onaylar bir şekilde başını salladı. Adam tekrar kızının elinden tutup bakkala doğru ilerlediler. Dondurma dolabının önüne gelip seçmeye başladılar fakat küçük kızın suratı birden düştü.
- yemem ben ?
- haydaa yine noldu kızım ?
- Çeku baba bunların arasında çikolatalı dondurma yok ki.
- kelebeğim burası küçük bir yer istediğimizi bulamayabiliriz bukez diğerleriyle idare etsen ?
- banane ben çikolatalı dondurma istiyorumm yemem bunlarıı.
- oyy anası kılıklı oyyy.
Baba ile kızın konuşmalarına şahit olan bakkal yavaşça küçük kiza yaklaşıp :
- bu prensesi kim üzdü?
-(somurtarak) sennn.
-ben mi? Ne yaptım ki ben?
- çikolatalı dondurma satmıyorsun ben en çok çikolatalı seviyorum.
-( adam kahkaha atarak ) ama prenseslerin dondurması dışarda olmazki.
-( küçük kızın gözleri parladı bir anda) nerde olurr?
Adam elimi tut dercesine kiza elini elini uzattı sonra birlikte bakkala girip içerdeki dolaba yaklaştılar. Küçük kız dolabı süzdükten sonra sevinçle.
- işte buuu! Bu bu şu üzerinde çikolatalı süt resmi olannn .
Küçük kız sevinçle dondurmasını aldı . Babasıda bir dondurma seçip meydana doğru yola koyuldular. Kasaba meydanı çok büyük değildi birkaç işyeri ve büyük bir kıraathanenin cevrelediği bir alandı burası. Meydan ortasındaki büyük çınarın altından kalkan minübüsleri görüp o yöne hareket ettiler . Adam, şöföre birseyler söyleyip sonra şöförün dediği minübüse yerleştiler. Küçük kiz hala neşeyle dondurmasını yalıyor ara ara da etrafı süzüyordu.
- ceku baba köpeğe bak kocamann!
- evet kelebeğim çok büyük iyi beslenmiş
- bende dondurmamı yedikten sonra böyle kocaman olur muyum ?
- yok kızım sen anana cekmişsin onuda iyi besledik dünyalari yedi ama büyümedi .
- ( küçük kız tuhaf bir şekilde babasına baktı)
- yani sen hep böyle babanın minik tatlı kelebeği olarak kalacaksın.
- ( ağzı yüzü dondurma bulaşığı olan küçük kız gülerek ) öpim mi?
- ( adam çaresiz bir bakış atıp ) öpme desem zorla öpecen ( çaresizce yanağını uzattı).
- (küçük kız seytani bir gülümsemeyle , sesli bir şekilde öptü) yüzünde dondurma ruju var ceku baba ( deyip güldü).
- sıpa batirdın heryerimi ( deyip cebinden bir medil cikarip once yüzünü sildi sonra bir mendilde küçük kıza verdi ) .
Minibüsün marş sesiyle yolculukları başladı. Araç geldikleri yola girdi önce fırının sonra tepenin ardından daha sonrada küçük kızın dinlendiği kayanın yanından geçip devam etti. Araç tam mezarlığın önünden geçerken küçük kız mezarlıga doğru el sallamaya başladı ardından elini opüp opüçük yolladı bu durumu garipseyen babası :
- ne yapıyorsun kelebeğim kimi öpüyorsun?
- kelebek ablamı öpüyorum sen dedin ya bizi görüyor diye .
- ( adam duygulandı, gözleri sızlamaya başladı ardın da göz damlalarını tutamadı, sonrasında hemen toparlanıp kızını öptü ) aferim güzel kızıma. Hadi öğrettiğim duayı ablan için oku.
- ( minik kız ellerini birleştirip başını önüne eğdi) Bismillah yok ııı şey hah Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi rabbil aleminnn... ( sure bittikten sonra) Allahım ben kelebek ablamı hiç görmedim ama onu çok sevdim hem biliyomusun o bana kolye göndermişşş sende onu sev olur mu Allahımm amin.
Kızına duygu dolu gözlerle bakan babası gülümseyerek saclarinda öpüp " amin" dedi. Minibüs dağ yolunda bir sağ bir sol yaparak uzun bir süre yoluna devam etti. Sonra büyük bir sis kütlesinin içinden geçip tekrar berrak bir gök yüzüne kavuştu. Bir bucuk saattir yoldaydilar derken minibüs yavaşladı şöför arkaya dönüp :
- abi sizin durağa geldi
- eyvallah kaptan. Hadi kelebeğim geldik.
Minibüsten çantalarını ve marketten aldıkları poşetleri alıp düştüler patika yola. Küçük kız yolda gördügü her çicege her kelebeğe dikkatli dikkatli bakarak gule oynaya yola devam etti. 15 dk yürüme mesafesinden sonra:
- çeku baba daha yürüyecez mi ben çok yoruldummm
- geldik kelebeğim bak şu ilerideki ahşap bina bizim evimiz
-( yorulan küçük kız birden fırladı ) oleyyyyy
- kızım yavaş beni bekle.
- bekle beni . Kime diyorummm . Bir adım daha atarsan muhlama yapmam.
Bu sesi duyan kız olduğu yerde çakılı kalmış gibi durdu üzgün bir surat ifadesiyle
- ama babaaaa
- bekliyorsun beni ve kesinlikle yanimdan ayrılmıyorsun.
- peki
Küçük kiz babasını bekleyip birlikte eve gittiler.
Evin önüne geldiklerinde adam birşeyler aramaya başladı. Kendi kendine:
-yasin nere koydun şu anahtarı?
- yasin kim baba ?
Adam şaşkın ifadeyle kızına dönüp:
- hı? He kelebek ablanın abisi, dayı diyebilirsin. Bu evde kelebek ablanın evi. Bu gece burada misafiriz hoşumuza giderse iki gecede olabilir .
- kelebeğim yasin dayın anahtar saksının altında dedi saksı gorüyor musun ?
Kız bakındı ama saksı filan yoktu.
- ama baba burada saksı yookk?
- yanlış evemi geldik ( deyip derin dusuncelere daldı sonra) yok ev doğru.
Diye kendi kendine düşünurken ses geldi.
- baba bak saksı burda.
adam kafasını çevirdiğinde merdivenin altındaki saksıyı gördü. Anahtarı alıp iceri girdiler. Yasin evi onlar için temizlemiş , düzenlemis, yataklarinı bile ayarlamıştı. Adam kızına bakıp:
- dayın herşeyi düşünmüş hatta bak en sevdiğin çikolatadan bile alıp koymuş.
- haniii? Nerden biliyorki en sevdiğim çikolatayı ? Sen mi söyledin?
- yooo ben söylemedim belki içine doğmuştur .
Minik kız çikolatanın olduğu masaya yaklaştığında birde not olduğunu gördü notu açmadan babasına uzattı , babası notu açarken oda çikolatayı açtı sonra meraklı gözlerler hem çikolatayı yedi hemde babasının konuşmasını bekledi. Notta:
"Ufaklığa birşeyler alayım dedim ama ne alacağımı bilemedim aklıma kardeşimin en sevdiği çikolata geldi umarım oda sever. Bir ihtiyacınız olursa yan komşudan işteyebilirsiniz bizden."
- hmm bu çikolatayı kelebek ablanda çok seviyormuş.
- Gerçekten mi? Ne kadar çok ortak yanımız var keşke onu tanıyabilseydim( deyip üzüldü).
- Ama sen üzülürsen oda üzülür unutma seni görüyor. Hem sana bişey söyleyeyim mi kelebek ablanın kopyası gibisin sanki onun küçülmüş hali gibisin.
Küçük kız tekrar gülümsedi sonra etrafa bakıp iki yatak gördü, cam kenarındakine koşup
- ben kaptımmm bu benim yatağim.
( Final yapacaktım fakat içim el vermedi hayatını yazdığım arkadaşımla biraz daha vakit geçirmek istedim :) bir sonraki bölüm görüşmek üzere okuduğunuz için teşekkür ederim )
Yorumlar
Yorum Gönder